Bilimin, alanımız olduğu için daha spesifik konuşacak olursak sosyal bilimin, dünyayı daha iyi bir yer yapmak gibi bir misyonu var. Peki sosyal bilimciler bunu biliyor mu? Size bahsedeceğimiz <a fr-original-style="" href="https://doi.org/10.1177/0021886321997189" rel="noopener noreferrer" style="color: rgb(9, 9, 9); text-decoration: none; background-color: transparent; outline: none; cursor: pointer; transition: color 0.3s ease 0s; touch-action: manipulation; user-select: auto; box-sizing: border-box;" target="_blank">çalışma</a> bu soruyu yönetim alanı özelinde sormuş: araştırmacılar alanın en iyi ve önemli dergilerinde 2008-2018 yılları arasında basılan 5.500 makaleyi incelemişler. Sonuç ne çıkmış dersiniz: makalelerden sadece % 2.8’i eşitsizlik, cinsiyet ayrımcılığı, ırkçılık ve iklim değişikliği gibi dünyanın “temel problemleri” üzerineymiş. Diyebiliriz ki makaleler asıl sorunlarımız dışında her şeye odaklanmış.<img src="https://images.aposto.com/2021/6/4/1625740507243.jpeg" style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px; border-style: none; position: relative; cursor: pointer; padding: 0px 1px; box-sizing: border-box;" ratio="2.01" fr-original-style="display: block; float: none; vertical-align: top; margin: 5px auto; text-align: center; width: 100%; max-width: 550px;" fr-original-class="fr-draggable">Görsel: Faze MagazinePeki bu “kayıtsızlığa” sebep olan ne? Başımızdaki büyük dertlere değinilmemesinin sebebi akademisyenlerin ilgisizliği değil, “elit” akademik dergilerin ve işletme okullarının politikaları. Bu da demek oluyor ki değiştirmemiz gereken kişiler değil kurumlar. &nbsp;Ya da o kurumları yöneten kişiler mi?

Faze Magazine ile ilgili hikayeler